24 Ağustos 2008 Pazar

Yasal Ahlâksızlık


Başta dünyanın merkez ülkesi ABD’de başlayan ve her geçen gün tüm dünyaya ve finansal sektörden, reel sektöre de sirayet etmeye başlayan ‘’resesyon’’ (durgunluk) yaşanan ve önümüzdeki birkaç yıl içersinde ‘’depresyon’’ (çöküntü)’ ye dönmesi muhtemel günlerin yaşandığı bu günlerde, okuduğum bir gazetede şöyle bir haber gözüme çarptı :

‘’Lüks Tüketim Kriz Tanımıyor!!!’’

Haberin içeriği ise şöyleydi: ‘’ Dünya kriz çığlıkları atıyor ama lüks tüketim tıkırında. Zenginler, köpeğinin tasması için bile 1.8 milyon doları gözden çıkarıyor. Victoria’s Secret’in 15 milyon dolarlık çok özel iç çamaşırı, takımları korumalı araçla eve teslim , satılıyor.’’

1.8 milyon dolar, bir köpeğin tasması için!!! Şu anda bu yazıyı okuyanlar arasında, 5 yıllık geliri 1.8 milyon dolar olan var mıdır, bilmiyorum. Ancak bu haber şöyle bir çarpıklığı ortaya koymaktadır.

Dünya üzerinde dolaşan toplam paranın, 1.8 milyon dolarlık kısmı, bir defada tek bir özel ele geçti . Yani bu 1.8 milyon dolar, ne tüketicinin esas ayağını oluşturan ücretli çalışanların eline geçti ne de toplum adına bir menfaate dönüştü.

Adam Smith, ‘’Kavimlerin Zenginliklerinin Kaynağı’’ adlı kitabında, tüketicinin rasyonel davranacağını varsayıyordu. Adam Smith’i müteakiben, kimliği bugün belli olmayan bir Fransız, yüzyıllardır yaşadığımız yasal soygunun sloganı haline gelecek ‘’bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler’.’ yani daha basit anlamda devlete ‘’ Gölge etme başka ihsan istemeyiz.’’ diye seslenmişti.

Şimdi yaşadığımız bu yasal soygun sisteminde, bu iki çıkış noktasını referans olarak alıp, bir iki sonuçtan bahsetmek istiyorum.

Bu iki söylemi birleştirdiğimizde, şöyle bir anlam çıkıyor: ‘’İnsanlar her daim akılcı hareket eder, öyleyse onları başıboş bırakınız istedikleri gibi hareket etsinler.’’

Adam Smith bir ekonomist değildi. Ahlak felsefecisiydi. Yaklaşımı kendi koyduğu varsayımsal koşullar çerçevesinde belki ahlaki görünebilir ama, bugün birisinin köpeğinin tasmasına 1.8 milyon dolar harcaması, hangi ahlaki kuralla bağdaşır?

Demek ki bunların gözünde, dünyanın geriye kalan 5.5 milyarlık nüfusunun, bir köpek kadar değeri yok!

Üniversitede okurken, aldığım küreselleşme adlı derste, yaşı geçkin bir ekonomi profesörümüz şöyle demişti hiç unutmam : ‘’ Avrupa’da noel kutlanırken, büyük bir ekonomik canlılık yaşanıyor. Şimdi bizde de Ramazan böyle festivallere dönüştürülse, milletimiz sokağa çıksa alışveriş yapsa, kötü mü olurdu?’’

İşin ekonomik yönünden haklı olabilir. O kısmına değinmeyeceğim, ancak bu yaklaşım, dini ekonomiye alet etmektir . Güzel ülkem yıllardır , dini siyasete alet etme konusu üzerinde ,sancılı devinimler geçirirken, dinin ekonomiye alet edilme yönü hiç düşünülmemiş.

Bu yaklaşımı kısaca nasıl nitelendirebiliriz peki? Din felsefesine göre bu yaklaşım ‘’haram’’ dır. Ahlak felsefesine göre ‘’kötü’’ dür.

Ayrıca Adam Smith’in öne sürdüğü gibi de ahlaki değildir. Ahlaksızlığın daniskasıdır, yasal ahlaksızlıktır.

Ve insanlar, namusu çok klişe bir söylenişle ‘’iki bacak arasında’’ ararken, yüzyıllardır bu ahlaksızlık içersinde, fark etmeden yaşayışlarını sürdürmektedirler. Namus kavramı, artık dürüstlük kavramıyla birlikte anılamaz olmuştur.

Bu bahsettiklerim, kurulu sistemin kendi içindeki ufak bir çelişkisidir. Bir de karşıt taraftan bu sisteme bir bakış atacak olursak, şunu göreceğiz, kimileri çöplerden yiyecek ekmek bulmaya çalışırken, kimileri köpeğinin tasmasına 1.8 milyon dolar harcayabiliyor.

Herkesin sadece bir hayatı olduğu göz önüne alınırsa, bu apaçık bir soygundan başka bir şey değildir. Bu durum tecavüzdür, gasptır, hırsızlıktır, zinadır, domuz eti yemektir, gıybettir, şeytanın öğretisidir. Ancak dünya üzerinde ufak bir grup dışında kimse bu vaziyete ses çıkarmamaktadır.

Bu durum, gün geçtikçe de daha vahim bir vaziyet almakta, verdiği zararlar insanlığı da geçerek, artık yaşadığımız dünyaya zarar vermeye, onu yok etmeye başlamıştır.

Evet, serbest piyasa ekonomisinden söz ettiğim aşikardır. Ve yaşadığımız dünya yok edilirken, bu dünyayı yok edenlerin Mars’ta hayat belirtileri bulması büyük bir heyecan ve sevinçle karşılanıyor. Ne büyük bir ironi…

Dünya üzerinde birileri doğup, birileri ölürken babadan oğla geçme , liberal demokrasi adı altında gerçekleştirilen bu saltanat düzeni, tüm insanlığın etrafında örümcek ağlarını örmeye devam ediyor.

Örümcek ağı derken, yasal örümcek ağları. Onların (?) yasallığı (!) . Yani;
Yasalar örümcek ağı gibidir, güçlüler delip geçerken, güçsüzler takılır ve ölür.

Yazık!

4 yorum:

Adsız dedi ki...

yazılarınızı beğenerek okuyorum sevgili elaksiphenidis, lakin çok seyrek yazıyosunuz, daha sık yazmanız temennisiyle..

Elaksiphenidis (Orkun Sevinç) dedi ki...

Teşekkür ederim. Günlük işlerimden vakit buldukça, kendimce bir şeyler ifade etmeye çalışıyorum. İlginize teşekkürler, daha sık yazmaya çalışırım

ozgurpinarisik dedi ki...

bakın, blog sayfanızı ve heyecanlandıran yazılarınızı bugün keşfettim. Ancak ben de aynı şekilde düşünüyorum.
Daha çok yazmalısınız.

sevgiler

Adsız dedi ki...

Casino Site Review (2021) | Lucky Club
› reviews › reviews luckyclub Lucky Club - Casino site. Lucky Club. We have an extensive gambling website that is safe to play, but we cannot guarantee the site