8 Ağustos 2008 Cuma

Kıvılcım Ateşlendi mi?


08 Ağustos 2008 itibariyle, Rusya önce Gürcistan’daki hava üslerini bombalayarak ardından zırhlı birliklerle Gürcistan sınırından içeri girerek, Gürcistan’a savaş ilan etmiş oldu. Bu beklenen bir durumdu, zaten Güney Osetya-Kuzey Osetya sorunu yaklaşık 1.5 yıldır Rüsya-Gürcistan arasında büyüyerek devam etti.

Rusya ile Gürcistan arasında esas sorun, Saakaşvili’nin iktidara gelmesiydi. Tıpkı Ukrayna’da Yushchenko’nun iktidara gelmesi gibi. Ukrayna ve Gürcistan’ın şu açıdan benzerlikleri var, siyasi olarak bu iki ülke de ikiye bölünmüş durumdalar. Batı yanlıları ve Rusya yanlıları olmak üzere.

Bu iki ülkenin de mevcut iktidarı, sırtlarını batıya dayamış, batı tarafından pohpohlanmaktadırlar. Ancak Rusya tarafından olası bir müdahale karşısında ise (özellikle AB) sessiz kalmaktadır. Mesela 2007 kışında Rusya Gürcistan’a doğalgaz gönderimini durdurmuştu. Gürcüler o kışı ısınamadan geçirdiler. Aynı şekilde Ukrayna, AB tarafından arkasından hançerlenmiştir. Zira, Rusya’dan Avrupa’ya (özellikle Almanya) enerji hattı üzerinde bulunan Ukrayna bunu bir koz olarak kullanabilmekteydi ancak 2008 yılında gene, AB-Rusya bir ikili enerji hattı anlaşması imzaladı ve bu yeni hat Baltık Denizi’nden geçecek. Buna Ukrayna’nın tepkisi ise bir işe yaramadı, zaten tarihte de, bugün de güçsüz bir devletin feryatları , eğer büyük devletlerin o bölgede bir çıkarı yoksa hep kulak ardı edilir. Ukrayna da bu durumda AB tarafından kandırıldı. Zaten Soros vakıflarının özellikle Doğu Avrupa ve Türki Cumhuriyetlerde, istihbarat faaliyetleriyle ülkenin pek çok yerine sızarak (buna Türkiye de dahil), kamu oyunu Batı-ABD yanlısı olma yönünde değiştirmektedir. Ukrayna ve Gürcistan da, kadife devrimler adı verilen bu devrimlerde iktidarın Batı lehine el değiştirdiği iki ülkedir.

Bu kadife devrimleri yapılan ülkelerin en büyük özelliği ise, ya direkt enerji kaynaklarına sahip olmaları ya da bu hatların batıya ulaştırılmasında kullanılan güzergahın üzerinde bulunmasıdır.

Fakat bu sefer durum değişik. Çünkü , şimdiye kadar Rusya’dan ilk defa bir askeri müdahale gerçekleşti. Putin’in göreve gelmesinden beri, Rusya’da milliyetçilik ve yeni-emperyalizm sevdası yükselişe geçmiştir. Rusya, ABD karşısında ikinci bir kutup olmayı hedeflemektedir ve bunu da sık sık dile getirmektedir. 2008 İlkbahar’ında AB ile olan silahsızlanma anlaşmasını tek taraflı kaldıran Rusya, ABD’nin dünya hegamonyasında en önemli tehdit olan İran ve Çin’e de her fırsatta açık açık destek vermiştir.

Yani bütün dünya, ABD-AB ile Rusya-Çin arasında bir satranç tahtasına dönmüş, taşları ise bu ülkelerin çevrelerinde kutuplaşmış ülkeler oluşturmaktadır.

ABD siyasi,kültürel,ekonomik ve askeri boyutları bulunan, Katar’dan Cebelitarık’a kadar uzanan BOP projesi çerçevesinde, gerek direkt gerekse endirekt olarak Rusya ve Çin’in etrafını çevirmektedir. Bu ülkelere askeri harekat düzenleyebileceği jeo-stratejik yakınlığa sahip ülkeleri kendi safına çekme gayretindedir. Ukrayna,Gürcistan, Kosova, Afganistan, Özbekistan bunlardan bir kaçıdır.

Ve Rusya artık gözdağı vermekten de öte, kendisi için hazırlanan bu oyunu çok geç olmadan bozmak için, Gürcistan’a müdahale etmiştir. Yoksa tabi ki iki emperyalist ülke olan ABD ve Rusya’nın, Osetya halkını düşündüğünü farz etmek, cehalette başka bir şey olmaz.

Peki şimdi ne olacak? ABD’nin Gürcistan gibi maşa devletlerle Rus Emperyalizmini tahrik ettiği zaten ortada ama Ruslar bu hareketleriyle dünya kamuoyu önünde haksız duruma düşmüştür. Bu da ABD’nin bu duruma müdahale olanağı bulmasını kolaylaştırmaktadır.

ABD’nin Orta Doğu dışında en önemli enerji kaynakları, Güney Amerika ve Orta Asya’dır. Orta Doğu’ya müdahale etmiştir, Irak savaşıyla. Güney Amerika’ya ise istihbarat anlamında girişimi başarısız olmuştur ve Haziran ayında 4. filoyu tekrardan inşa etme kararı, Güney Amerika’ya da bir askeri harekat planı içersinde olduğu şeklinde yourmlanabilir.

Şimdi de Orta Asya-Kafkasya enerji kaynaklarına müdahalesi için bir fırsat doğmuştur. Gürcistan’ın Bakü-Ceyhan petrol boru hattı üzerinde olması ve Rusya’ya komşu niteliğinde bulunması sebebiyle ABD’nin buraya müdahale etmesi büyük bir olasılıktır. Zaten ekonomisi artık kaçınılmaz olarak buhrana sürüklenen ABD’nin, kendisini kurtarmak için bir dünya savaşı çıkarması kaçınılmaz gözükmektedir. Rusya’nın da bu müdahaleleri ABD’nin ekmeğine yağ sürmektedir.

Ancak Rusya’nın da ABD’nin bu müdahalelerini önceden sezdiği bir gerçektir. Zira kendi ülkesinde, Putin yönetimi halka büyük bir batı düşmanlığı aşılamakta ve ordusunu güçlendirecek teknolojik atılımlar yapmaktadır. Ayrıca Rusya özellikle 2004 yılından beri içine kapanmaktadır.

Seçeneklerden birisi de ateşkes sağlanması ama bunun gerçekleşeceğini düşünmek hayalcilik olur. Fikrime göre Rusya en dibine kadar gidecek ve Gürcistan hükümetini devirecektir. Buna da ABD’nin tepkisi ne olur bilinmez ama eninde ya da sonunda ABD askeri bir müdahale ile cevap verebilir. Zaten Polonya’da konuşlanan füze-kalkan projesi, Kosova’nın bağımsızlığı, ABD’nin Rusya politikalarını anlamak için yeterince açıktır.

Rusya da, ABD’nin olası saldırısına Avrupa’ya saldırarak karşı verecektir. Böylece 3. Dünya Savaşı başlamış olacaktır. Zaten artık kapitalizm, 1. Dünya Savaşı’ndan beri ikinci defa ülkeler arası rekabet düzeyine gelmiştir. (2. Dünya Savaşı’nı ayrı tutuyorum, 2. Dünya Savaşı’nda ekonomiden çok daha başka boyutlar ihtiva edilmekteydi.)

Daha önce, Nisan ayı’nda gene bu blogdan, ekonomik-siyasi-askeri-kültürel gelişmelere dayanarak, bir dünya savaşına dünyanın 1939’dan beri ilk kez bu kadar yaklaştığını söylemiştim. O dönemden şimdiye kadar, gelişmeler daha da tırmanarak gerginleşti. Şimdi bunu tekrarlıyorum, artık bu savaşın kutupları da belli olmaya başlamıştır ve bu fazla uçarı bir tahmin değildir.

Dünya Savaşı’nın bu çağda imkansız olduğunu söyleyenler, gelişmeleri daha iyi analiz etmeliler. Çünkü ABD’nin amacı ve Rusya’nın cevabı somut işaretler oluşturmaktadırlar.

Ve gerçek şu ki, bazı yer altı yapılanmalarının ürünü olan Bush ile , 21. y.y’lın Hitler’i Putin’in, bu satranç oyunu dünyanın canına okuyacaktır. Zafer hırsının sarhoş ettiği bu iki başkanın sorumsuzluğu, dünya için büyük felaketlere yol açacaktır.

Bu savaşın kıvılcımı da, Gürcistan savaşı olabilir mi? Göreceğiz...

Hiç yorum yok: